Erenet.NET içerik; animasyon, oyun, telefon şakaları, çizgi film, komik yazılar
Erenet Erenet Erenet
Erenet 3 Boyutlu Oyunlar Erenet
Erenet Erenet Erenet
Erenet Erenet Erenet Erenet
Erenet Ana Sayfa Erenet Flash Animasyonlar Erenet Flash Oyunlar Erenet Çizgi Filmler Erenet Fıkralar Erenet Komik Resimler Erenet Komik Filmler
Erenetoyun
Erenet.NET - Flash animasyonlar, telefon şakaları, çizgi film ve flash oyunlar ile hizmet veriyor.
10 Mayıs 2024, Cuma 13:58:12
  Giriş Yap veya Üye Ol (Ücretsiz)
  Mesaj Panosu   |  Arama   |  Üye Listesi   |  SSS   |  Profil   |  Özel Mesajlar   |  Giriş 
 

Bilgisayarları hep açık bırakmak mı iyidir,kapatıp açmak mı?

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Erenet.NET Forum Ana Sayfası -> Erenet Genel Forum
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
nazim_surman
Erenet Yeni Üye
Erenet Yeni Üye


Kayıt: 07 Kasım 2007
Üye No: 49757
Nereden: Mersin / Tarsus

MesajTarih: Pzr Şub 24, 2008 8:39 pm    Mesaj konusu: Bilgisayarları hep açık bırakmak mı iyidir,kapatıp açmak mı? Alıntıyla Cevap Ver

Bilgisayarları hep açık bırakmak mı iyidir, kapatıp açmak mı?

Bu konuda görüş birliği henüz sağlanmış değil. Kullanılmadığı zaman bilgisayarlarını kapatmayı seçenler, böylelikle elektrik tasarrufu sağladıklarını, olası çeşitli arızaların (elektrik kaçağı, yıldırım düşmesi vb.) önüne geçtiklerini savunuyor. Ayrıca, güç ve CPU soğutucularının sürekli açık bırakılan bilgisayarlarda bir süre sonra sorun çıkardığı, bozulduğu düşüncesindeler.

Karşı tarafta ise, bilgisayarın zaten sürekli açık bırakılabilecek şekilde tasarlandığını savunanlar var. Bunların en temel iddiaları da, bilgisayarların sistem kartının lehim noktalarıyla kaplı olduğu ve bilgisayarın açılıp kapanması ile bunların bir ısınıp bir soğuyarak kolay kırılır bir hale geldiği. Bu kişiler bilgisayarlarını sürekli açık bırakarak aletlerinde sabit bir ısı sağladıklarını, kapatıldığı takdirde bilgisayarın her yeni açılışında ısındığı ve içindeki metal parçaların genişlediğini ve parça ömürlerinin kısaldığını savunuyor.
Bu konuda her kişi içinde bulunduğu koşulları gözönünde tutarak, kendi kararını vermek durumundadır.
Firewall nedir?


Firewall’lar çok farklı biçimlerde ortaya çıkar, örneğin donanım cihazları veya bir sunucu bilgisayar üzerinde çalışan programlar olarak. Ayrıca bunlar çok değişik işler üstlenebilirler; dolayısıyla yanıt hayli özet olacak.
Firewall’lar, en temelde, Internet’e bağlanacak bir bilgisayar ile Internet’le kurulan gerçek bağlantı arasında konumlandırılır. Ne zaman bir bilgisayar Internet’e bağlanmak istediğinde, veriler önce firewall’a ardından Internet’e gider. Tabii, Internet’ten birisi bir bilgisayara bağlanmak istediğinde de, veriler önce firewall’a ardından o bilgisayara ulaşır.
Firewall’lar iletilerin hepsinin geçişine izin vermez. Bunlar farklı farklı görevler üstlenirler, ancak bütün firewall’ların bu görevleri yerine getirmesi sözkonusu değildir:
1) Filtreleme
2) Proxy sunucular
3) Yöneltme

1. Bir firewall iletileri filtreden geçirebilir ve bunları gönderip göndermemeye karar verebilir. Firewall’lar Internet’ten gelen talepleri ya da Internet’e yönelik talepleri geri çevirebilir. Yani, bir firewall belli ölçütlere uymayan her türlü iletiyi engelleyebilir. Böylece tanınmayan kaynaklardan gelen iletiler, bilinmeyen uygulamalar engellenir.
2. Bir firewall bir proxy sunucusu işlevini üstlenebilir. Bu şekilde kurulmaları durumunda, Internet’e erişimi sadece firewall sağlayabilir. Diğer bilgisayarlar Internet’e erişmek için önce firewall ile bağlantı kurmak durumunda kalır. Bu talep üzerine firewall bağlantıyı sağlar, erişim talebinde bulunur ve sonuçları geri iletir. Bunun yararlarından birisi, firewall tek bir bilgisayar olarak gözüktüğünden ve Internet bağlantısı için her bilgisayara bir IP numarası alınması gerektiğinden, Internet bağlantısının maliyetinin düşmesidir. Bir diğeri, sadece firewall Internet’e bağlandığından, diğer makineler Internet ortamında görünmemektedir.
3. Bir firewall proxy sunucusu olarak kurulduğunda, ayrıca yönlendiricilik görevi de üstlenir. Yani, bilgisayar ağı iletilerini ağ içerisinde doğru makinalara yönlendirir. Firewall’lar ayrıca Internet trafiğini ağ içerisindeki belli makinalara yöneltebilir.
Peki *****’lar bir firewall’u nasıl aşar? Bir delik bularak. Eğer herşeyi engelliyorsa bir firewall iyi değildir; *****’lar da firewall üzerinden geçişine izin verilmiş bir şey bulur ve bunu kullanır.
Bilgisayarın hızı ile belleği arasında nasıl bir ilişki vardır? PC’nin hızını artırmak için bellek de artırılmalı mıdır?


Belleğin artırılmasının bilgisayarınızın hızını artırıp artırmayacağı sorusu birkaç şekilde yanıtlanabilir. Bilgisayarınızda bir program uygulamadayken, programın kendisini hard diskinize yüklemesi gerekir. Bilgisayarınızda yeterli bellek miktarı bulunmuyorsa, program belleğe tam olarak yüklenemez ve bunu tamamlamak için düzenli olarak hard diski yoklar. Bu her yoklama bilgisayarınızın yavaşlamış gözükmesine yol açar. Oysa bilgisayarınızda yeterli miktarda bellek bulunuyorsa, program kendini hard diske çok daha seri bir şekilde yükler ve bilgisayarınız daha hızlı gözükür. Kısacası, bilgisayarınızda bellek ne kadar fazlaysa, hard diske bilgi yüklemek için daha az zaman harcayacak, bilgisayarınız da daha hızlı görünecektir.
Bir web sitesi kurmak için ne tür donanımlar gereklidir? Ne kadar ROM ile RAM gereklidir?


Bir web sitesi oluşturmak için bir HTML düzenleyicisi ve sayfanızın evsahipliğini üstlenecek birisi gereklidir. Sayfanızı koymak için ya kendi sunucunuzu kurabilir ve bilgisayarınızın sürekli internete bağlı kalmasını sağlarsınız, ya da Yahoo gibi sayfanızın evsahipliğini üstlenecek birisiyle anlaşırsınız. Eğer çok paranız yoksa böyle bir yerle anlaşmanız kaçınılmazdır; “boş web alanı” ile kastedilen budur: sayfanızı koymanız için bilgisayarlarının hard disk alanında size küçük bir yer teklif etmektedirler. Siz de HTML düzenleyicisi ile sayfanızı düzenler, sonra da bunu onların sunucusuna yüklersiniz.
Sayfanızı başka birisinin bilgisayarına koyduğunuz takdirde, HTML düzenleyicisi dışında başka bir şeye gerek duymazsınız.
Bilgisayarım televizyonumda parazite yol açıyor, çözümü nedir?


Herhalde televizyonunuz bilgisayarınızın bir yerinden bazı radyo dalgalarına maruz kalmakta; bunun için şunları kontrol etmeli:

1) Dalgaların kaynağını saptamak için sırayla monitörü, yazıcıyı, tarayıcıyı ve benzeri aletleri kapatın ve televizyonda neler olduğunu gözleyin. Böylece sorunun kesinlikle bilgisayardan olup olmadığını anlarsınız.
2) Bütün kurşun tellerin koaksiyal (iç içe) kablo ile kaplandığından ve kaplamaların düzgün bir şekilde topraklandığından emin olunuz.
3) Henüz edinmediyseniz bir yüksek gerilim koruyucusu alınız ve bütün elektrik fişlerinizi buna takınız.
4) Bunların hiçbiri işe yaramadıysa bilgisayarınızı bir tamir servisine götürerek osiloskopla her türlü AC alanını kontrol ettiriniz.
Bundan 10 yıl kadar önce oyun oynamak için kullanılan bilgisayar teknolojisinin en iyisi 16 bitlik nintendo sistemi iken (grafik açısından), günümüzde nasıl olup da neredeyse gerçek hayat kadar gerçekçi oyunlar yapılabiliyor?


İlk sorudan başlarsak, her 18 ayda bir işlemci kapasitesi ikiye katlanmaktadır. Yani, bundan 8 yıl önce bilgisayar çipleri bugünkülerin 1/32’si gücündeydi. Bugün bellek, hard disk yeri vb.de de 32 kat ilerleme kaydedildi. Diğer önemli bir unsur da bilgisayar teknolojisinin ucuzlamasıdır.
Size inanılmaz gözüken 3-boyutlu oyunların yaratılmasında kullanılan tekniklerin çoğu 10 yıl öncesinde de bilinmekteydi; ancak, bugün 400 dolar tutan bir grafik kartı o zamanlar 12.000 dolardan fazlaydı! Dolayısıyla sadece gerçekten bu tür programlara gereksinim duyanlar, uçuş simulatörleri gibi programları ve bunları çalıştırabilecek işlemciye, belleğe sahip makineleri almaktaydı (ki böyle bir makine o zamanlar yaklaşık 50,000 dolara mal olmaktaydı).
İkinci soruya gelirsek; bilgisayar ağları veri paylaşımı için tasarlanmıştır. Bunun için başka bilgisayarlara bağlanabilmeniz gereklidir; bu da kolay bir işlem olmalıdır. Şirketler, bir bilgisayardan diğerine veri aktarımı ve bunun en kolay şekilde gerçekleşebilmesi için milyonlarca dolar harcamaktadır.
Oyunlar da bu teknolojinin sağladığı olanakları bol bol kullanır. Bilgisayarlar arasında veri alışverişi şu şekilde gerçekleşir:
İlkin, birbirine bağlanmak isteyen iki bilgisayar arasında telefon kabloları, bilgisayar ağı kabloları, fiber obtik kablolara bağlanan kablo hatları veya radyo dalgaları yoluyla fiziksel bağlantı kurulur.
İkinci olarak, bilgisayarı ağa bağlayacak fiziksel bir alet -bir modem, ağ kartı, radyo vericisi vb.- gereklidir.
Üçüncü olarak, bilgisayarın ağ üzerinden veri göndermesine olanak tanıyan bir yazılım gereklidir. Bu yazılımın çeşitli katmanları vardır. En üstteki katmanda, bilgisayar alete ve dolasıyıyla da ağa bir çeşit veri “paket”i gönderir; bu, bir TCP/IP paketidir. Bu, temel olarak, verinin hangi formatta olmasını gerektiğini ve bu tür bir verinin hangi yazılımla gönderilmesi gerektiğini söyler.
Son olarak, oyun katmanında, oyun hangi tür bilgisayara bağlanması gerektiğini söyler, bağlantıyı kurması için ağa talepte bulunur ve alete gönderilecek veriyi iletir.
Dikkat edilebileceği gibi, bağlantı kurulduğunda bu çift yönlü bir bağlantıdır. Siz veri gönderebilir ve veri alabilirsiniz. Ağ katmanında veri alındığında bu sadece saklanmaz, bağlantıyı kurmuş olan uygulamaya gönderir. Yani aslında bağlantı iki uygulama arasındadır. Örneğin, iki quake oyunu arasında kurulmuş bağlantı üzerinden birisi virüs gönderirse, virüsü alan quake oyunu bu virüsü diğer oyuncunun bir hamle verisi olarak yorumlayacaktır. Bu noktada şu üç şey olabilir:
1) Veri sahtedir ama gerçek gibi algılanır. “Hile”ler bu şekilde gerçekleşir.
2) Virüs tanınır ve geçersiz veri olarak görülerek atılır.
3) Virüsün bir bölümü geçerli veri olarak yorumlanır ve oyunun çökmesine yol açar.

Dördüncü bir olasılık da oyunun kendisinin virüsleri geçerli veri olarak yorumlaması ve sizin sisteminize bulaştırmasıdır. Bu ancak ,bilgisayarınıza virüsün bulaşması amacıyla özel olarak yazılmış programlarla olabilir; diğer bir deyişle oyunun kendisi bir virüsten başka birşey değildir, ancak bir oyun gibi gözükmektedir. Ticari yazılımlarda bu sözkonusu olmaz, ancak internet üzerinden ne indirdiğinize dikkat etmeniz gereklidir.
Diğer ve daha genel bir sorun ise, başka bir bilgisayara bağlandığınız zaman, adresinizin bilinmesi ve başka programlarla geri aranmasıdır. Bilgisayar saldırıları bu yolla başlar. Birileri kim olduğunuzu ve ne tür yazılımlar kullandığınızı bulur. Ardından yazılımlarınız arasında bir delik arar. Ya da ağ paylaşım programınıza saldırır. Kısacası diğerlerinin sizin bilgisayarına girebilmesine olanak tanıyan bütün yazılımlarınıza saldırılabilir.
Firewall’lar da işte bu noktada sizi korur. Firewall’lar diğerlerinin sizin bilgisayarınızı aramasına izin vermez. Birileri bilgisayarınızdan önce bu firewall’lara saldırmak durumunda kalır.
Toparlarsak, oyunların kendisi bir güvenlik riski oluşturmaz. Ancak internet bağlantıları bir güvenlik riskidir. Dolayısıyla internet üzerinde oyun oynayacağınız zaman, her türlü saldırıya maruz kalabileceğinizi unutmamanız gerekir. Ayrıca, kimi oyunlar sizden firewall’da bir kapı açmanızı talep eder; her kapı açışınızda saldırıya uğrama riskiniz de artar.
Yazmaç (register) ile bellek arasındaki fark nedir? Bunların özel kullanımları nelerdir?


Yazmaçlar işlemcinin içinde bulunan depolama yerleridir. CPU komutları doğrudan bunlar üzerinden işler. RISC işlemcilerde bütün veriler işleme geçmeden önce bir yazmaca taşınmalıdır. CISC (Intel) çiplerde, RAM’dan veri yükleyebilecek, bunu çalıştıracak ve çıkan sonucu saklayacak pek az işlem bulunmaktadır, ancak en hızlı işlemler doğrudan yazmaçlarla yapılır. Ayrıca özel görevler için ayrılmış yazmaçlarda bulunur.
Her bir yazmaç, belli bir zaman diliminde işlenebilecek azami veri miktarını belirleyen bir boyuta sahiptir. Örneğin, Pentium çiplerindeki yazmaçlar 32 bittir.
Son olarak, genellikle bir işlemcide sadece birkaç yazmaç kullanılabilir. Örneğin Intel çiplerinde 6 adet genel kullanım amaçlı yazmaç ve çeşitli özel amaca yönelik yazmaçlar bulunur.
Bellek veya RAM, CPU’nun dışındadır. Genel bir deyişle, CPU’nun bunu işleyebilmesi için, önce verinin bellekten bir CPU yazmacına yüklenmesi gereklidir.
Özetlersek, yazmaçlar, CPU’daki, işlemcinin o an için çalıştırdığı veriyi tutan geçici depodur; RAM ise program komutlarını ve programın gerektirdiği verileri tutar.
Ağ içinde göbek (hub), anahtar (switch) ve köprü (bridge) arasında ne fark var?


Öncelikle bunların hepsi bağlantı aletleridir, OSI modelinin çeşitli katmanlarında çalışırlar ve her birinin kendine özgü işlevleri vardır. Bir “göbek”, genellikle küçük trafik ağlarında kullanılan şekilde bilgisayarları birbirine bağlar; bir göbek, göbek üzerinde bulunan diğer bilgisayarlara aldığı bütün paketleri yayımlar. “Anahtar” bir göbeği andırır, ancak her bir bilgisayarın nerede olduğuna ilişkin belleğinde bir harita bulunur. Böylelikle de, her bir bilgisayara yayımlamak durumunda değildir, bilgisayarlara bilgisayar temelinde bir bilgisayar üzerinden bağlantı kurma olanağı tanır. Bu da anahtarları göbeklerden daha hızlı kılar. “Köprü” ise anahtarlardan önce kullanılırdı ve parçalı ağ trafiğini düzenlerdi. Köprüler ağları iki ya da daha fazla kısma bölerek yoğun kullanımda olan ağları ayırırlar.
“PPP Internet bağlantısı” ne demektir? TCP/IP nedir?


TCP/IP ve PPP dediğimizde protokolerden veya bilgisayarların belli bir iletişim aracı üzerinden -ör. telefon ya da DSL hattı- iletişim kurarken kullandığı ortak iletişim dilinden bahsediyoruz demektir. Bu protokoller bilgisayarınızı internete bağlamak için birlikte çalışır. PPP (Point to point protocol, noktalar arası protokol) bir bilgisayarı bir modem üzerinden diğer bir bilgisayara bağlamak için kullanılan protokoldür. Kimin “konuştuğu”nu ve “dinlediği”ni düzenleyen bir PPP’niz yoksa başka bir bilgisayarla bağlantı kuramazsınız.
TCP/IP internetin bir anlamda yöneticisidir, internette iseniz bilgisayarınızın bir TCP/IP numarası vardır. TCP, Transmission Control Protocol yani İletim Kontrolü Protokolüdür; IP de Internet Protokolü’dür. Bu protokol dünya çapında geçerli bir standarttır ve en temelde bilgisayarınıza bir kimlik kartı verilmesi için kullanılır. Internet’te aynı adrese sahip iki bilgisayar bulunmamaktadır.
Internete bağlandığınızda bilgisayarınızın sahip olduğu IP numarasını görmek için, Run (çalıştır)’i seçin, “command” yazın, enter’a basın, sonra da Win 95 kullanıyorsanız “winipcfg”, Windows 98-2000 kullanıyorsanız “ipconfig” yazıp enter’a basın.
Bilgisayarda “yazmaç” (register) nedir? Windows çok-kullanıcılığı desteklemekte mi? ActiveX controls, com, dcom nedir?


Bilgisayarda “yazmaç” ile CPU içindeki belli bir bellek bölgesi kastedilir. Genellikle her bir CPU’nun pek çok yazmacı vardır, hesaplamalar bu yazmaçlarda yapılır. Veri bellekten bu yazmaçlara yüklenir ve sonuçlar yazmaçlardan geri belleğe kaydedilir.

Windows çok-kullanıcılığı desteklemektedir.

ActiveX denetleyiciler web-içeriğini daha ilginç bir hale getirmek ve kullanılırlığını artırmak üzere tasarlanmış denetleyicilerdir. Programcılar denetçileri yazıp, bunların Internet explorer ve Netscape navigator’a yüklenip takılmasını sağlar.

COM ile DCOM, program geliştiricilerinin ikili nesneleri farklı uygulamalarda yeniden kullanmalarına olanak tanıyan teknolojilerdir. COM birleşik nesne modeli için, DCOM da dağıtımlı birleşik nesne modeli için kullanılır. COM ve DCOM ile, temel olarak, yeniden kullanılabilir bir nesne bilgisayara yüklenir, ardından uygulamalar bu nesne için giriş izni talep eder ve bunu kullanır.
Önbellek nedir, bilgisayarın hızı üzerindeki etkisi nedir?


Bilgisayarlar son derece yüksek hızlarda çalışır. Günümüz CPU’ları saniyede 400 milyon ve hatta daha fazla dönüş hızında çalışmaktadır. Bu da, her 2,5 nanosaniyede bilgisayarın eksiksiz bir işlem döngüsünü gerçekleştirebilmesi demektir. Günümüz bilgisayarlarında bunun anlamı bir veya iki komutun yerine getirilmesi demektir. Örneğin bir Pentium III 400 model bilgisayarın iddia edilen hızı budur.
Burada sorun, bilgisayarın, bu hızda çalışırken, program ile verileri başka bir yerde uygulatmaya gerek duymasıdır.
Bu da şöyle gerçekleşir; program ile veri hard disk’ten RAM’e yüklenir. RAM’den önbellek RAM’ine yüklenir ve CPU tarafından burada uygulamaya sokulur.
Hard disk’ler CPU’larla karşılaştırıldığında çok yavaştır, RAM hard disk’e göre çok daha hızlı olmasına karşın CPU’dan 4-5 kat daha yavaştır. Ayrıca, güç kesildiğinde RAM silinir. Önbellek RAM’i ise son derece hızlıdır, CPU ile neredeyse aynı hızda veri alabilmektedir.
Önbellek RAM’i ile normal RAM’in çalışma biçimleri birbirinin neredeyse aynıdır, ancak önbellek çok daha hızlıdır ve pahalıdır. Işte bu nedenle önbellek RAM’leri az kullanılmaktadır, çok pahalıdırlar. Bilgisayarların maliyetini düşürmek amacıyla, çok büyük miktarda veriler hard disk’lerde saklanır, çünkü bunlar çok ucuzdur.
Mühendisler, bilgisayarların maliyetini düşürmek üzere RAM’de veri ve komutlara gereksinim duyulduğunda bunları hard disk’ten yükleyen kontrol ediciler tasarlamıştır. Bunlara RAM’de gerek duyulmadığında, başka birşey yüklenir. Ardından, bilgisayar çalıştıkça, o an için neye gerek duyuluyorsa önbelleğe yüklenir. Kontrol edici neye gerek duyulduğunu başarıyla öngörebilirse, bilgisayar en yüksek hızda çalışabilir.
Soruya gelirsek, önbellek bilgisayarın uygulamaları için gerek duyduğu programı ve veriyi aldığı yerdir. Eğer önbellek CPU’nuzdan yavaşsa, bilgisayarınız yavaşlayacaktır; ancak, eğer hızlıysa, bilgisayarınız hızlanmayacaktır. Dolayısıyla önbelleğin bilgisayarınız için yeterince hızlı olmasına dikkat etmeniz yeterlidir, fazla hızlı önbellek almak paranızı sokağa atmaktır.
İkinci olarak, önbelleğin miktarı bilgisayarınızın hızını etkiler; önbellek ne kadar büyükse bilgisayarınız o kadar hız kazanacaktır. Dolayısıyla, bilgisayarınızın alabileceği kadar önbeleğe sahip olmasına çaba gösteriniz.
Bilgisayarın hard diski nasıl çalışır, nasıl bilgi saklar ve gönderir?


Uzun ve karmaşık bir konu. Kısaca özetlersek, hard disk aynı bir kaset teybi gibi çalışır (lütfen dikkat, türkçede “teyp” yanlış kullanılmaktadır, teyp makarayı çalan alet değil makaranın kendisidir). Bir düz plakanın (“platter”, üzerinde verilerin saklandığı manyetik veya manyetik/optik cihaz; disk platter’lardan oluşur) yüzeyi (tıpkı bir kaset teyp gibi) manyetik melzemeyle kaplanır. Okuyucu veya yazıcı bir kafa bu plakanın çok küçük bir parçası üzerinde bir manyetik alan algılar veya yaratır. Okuyucu kafa, plaka üzerinde belli bir dizge doğrultusunda dolaşır. Eğer bir manyetik alan algılarsa bilgisayara bir “1”, algılamazsa bir “0” gönderir. “1”ler ve “0”lardan oluşan örgü bilgisayarın çalışması için gereken bilgiyi oluşturur
Hard diski sürekli açık mı bırakmak gerekir?


Makinanızı nasıl kullanmanız gerektiği birden çok yanıta gebe bir sorudur. Eğer bilgisayarınızı her gün kullanıyorsanız, onu açık bırakmanız daha iyidir. Örneğin birkaç haftalığına şehirdışına çıkacaksanız, herhalde kapatmayı yeğleyeceksinizdir (böylelikle siz yokken meydana gelebilecek elektrik arızaları vb. durumların olma şansı düşer). Ancak hangi tercihin daha iyi olduğu konusunda henüz bir kesinlik bulunmamaktadır. Aslında her iki seçenek de diğerinden çok farklı sonuçlara yol açmamaktadır.
Modemde bilgisayar sinyali telefon sinyaline nasıl dönüşmektedir?


Bildiğiniz gibi, telefon analog sinyaller iletir, bilgisayar ise dijital sinyaller kullanır. Bilgisayar sinyalinin telefon hatlarından taşınabilmesi için bunun bir analog sinyale dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu da modem tarafından gerçekleştirilir. Modem sürekli çalışan bir yüksek frekans taşıyıcı dalgası üretir. Taşıyıcı dalgayı “modüle etmek” için bilgisayardan gelen dijital sinyali kullanır. Dijital sinyal 0’lar ve 1’lerden oluşan bir dizidir. Modem bilgisayardan bir tane 0 aldığında telefon hattına yok denecek kadar zayıf bir sinyal gönderir; bir adet 1 aldığında hatta güçlü bir taşıyıcı sinyal gönderir. Diğer uçtaki modem taşıyıcı sinyali dinler. Eğer bu güçlüyse, bağlı olduğu bilgisayara bir adet 1, taşıyıcı sinyal zayıfsa bir adet 0 gönderir. Elbette, bu işin başarılabilmesi için, taşıyıcı frekans telefon hattından gönderilen sinyallerin en hızlısından daha yüksek olmalıdır. Ayrıca, bu iki modemin “eşgüdümlü” halde tutulması gereklidir, ki hem gönderici hem de alıcı modem bir 0’dan bir 1’e ne zaman bir değişiklik olabileceğini bilebilsin.
Bulanık mantık (fuzzy logic) nedir?


En basit şekilde ifade edersek, bulanık mantık sadece 0 ve 1 değerleri yerine 0 ile 1 arasındaki değerler dizisine dayanan "mantık"tır. Bu yaklaşım gerçek dünyayı daha başarılı bir şekilde modeller. Bulanık mantık yeni bir şey değildir, ancak yeni kuşak bilgisayarcılar nedense 1950'ler ve 1960'ların Analog bilgisayar dünyasını unutmuşlardır. Bu bilgisayarlar son derece güçlü ve değişikliklere bir hayli duyarlıdır. Bulanık mantık, zamanında zorluk çıkarmış durumları temizleyerek analog bilgisayarların gücüne geri dönmeye yönelik bir girişimdir.
Bilimadamları yabancı ülkelere birkaç saniye içinde ulaşabilen bilgisayarları nasıl geliştirdi?


Aslında, yabancı ülkelere çok kısa bir süre içinde ulaşabilinmesi 100 yıldan beri, telgrafın kullanılmasının başlangıcıyla olanaklı hale gelmiştir. Günümüzde yaşanan değişiklik aynı anda gönderilebilen bilginin miktarındadır; bu da, ilkin elektrik tellerinin geliştirilmesi, son dönemlerde de optik fiberler ile uydu iletişimi sayesinde sağlanmıştır. Bu ilerleme de bilimadamlarından ziyade mühendislerin ve konuyla ilgili özel şirket uzmanların başarısıdır. Benzer şekilde, bilgisayarların giderek hızlanması bilimsel keşiflerden ziyade pazarda yaşanan rekabetten kaynaklanmaktadır.
C dilinin tarihi ve buna neden gerek duyulmuş olduğu hakkında bilgilenmek istiyorum.


C dili Dennis Ritchie tarafından tasarlanmış genel kullanıma yönelik bir programlama dilidir ve 1972'de bir PDP-11 üzerinde kullanılmaya başlanmıştır. Ilk olarak UNIX işletim sisteminin sistem dili olarak kullanılmıştır. UNIX'in geliştiricisi olan Ken Thompson 1970'de UNIX'in ilk versiyonlarını yaratırken hem çevirici hem de B adlı bir dil kullanıyordu. C, BCPL üzerine kurulu bir programlama dili olan B'nin taşıdığı sınırlamaları aşmak amacıyla yaratılmıştır.
Sanal Gerçeklik genel olarak nedir?


Sanal Gerçeklik'te temel düşünce gerçek dünyadaki bir durumu bilgisayarda taklit etmek veya modellemektir. Bu düşünce özellikle görsel modellerle ilişki içindedir. Ayrıca, bunu kullanabilmek için kişinin modelle etkileşime girmesi gerekmektedir.
Günümüz teknolojisinde, bu, model içinde görmenizi ve görülen nesnelere dokunulmasını sağlayan bir eldiveni içerebilir. Uygulamalar sınırsızdır çünkü gerçek dünyadaki herhangi bir durum modellenebilir ve bununla etkileşim sağlanabilir. Örneğin, bir fabrika inşaatında bütün bölümler önce herhangi bir soruna karşı bir bilgisayarda test edilebilir. Ya da, beklenmedik ve tehlikeli durumlar, bu durumlarla birebir yüzyüze gelmeden deneyimlenebilir.
Voxel (voksel) nedir?


Voksel bir "piksel"in 3 boyutlu karşılığıdır; piksel bir noktayı 2 bouytlu olarak tanımlarken, voksel bir noktayı 3 boyutlu uzamda tanımlayan grafik bilgisidir. Nasıl ki piksel "görüntü elemanı"nın kısaltılmışıdır, voksel de "hacim elemanı"nın veya "hacim pikseli"nin kısaltılmışıdır.
MIPS ne anlama gelmektedir?


MIPS, Saniye Başına Milyon Komut demektir, bilgisayarın başarımıyla ilgili bir ölçümdür; diğer ölçümlere bir örnek olarak MFLOPS yani saniye başına milyon kayan noktalı işlem verilebilir.
"İstemci sunucu" nedir?

İstemci/sunucu, iki programın -bir veritabanına ulaşmak gibi- belli bir işlemi gerçekleştirmek üzere birlikte kullanıldığı sistemlere verilen genel isimdir. Istemci program her bir kullanıcı için ayrı olarak çalışır ve ekrandaki görüntüyü, girdi komutlarını vb. kontrol eder. Sunucu program -genellikle sunucunun bir ağ üzerinden bağlantı kurduğu bir uzak makineden- sürekli çalışarak veritabanına ve benzeri şeylere girişi kontrol eder.
Mikroçipler nedir?
Mikroçipler küçük silikon yonga plakalarının yüzeylerine "basılmış" elektronik aygıtlardır. Genel olarak mikroçipler, hepsi gerekli elemanların bir "maske" yoluyla silikona "püskürtüldüğü" özel toplu üretim işlemleri ile üretilen binlerce transistör, direnç ve diğer devre elementleri içerir.
CD'ler nasıl çalışmaktadır?


En basit şekilde anlatırsak, veri diskin parlak kısmına ufacık işaretler yapılarak (görece derin delikler) şifrelenir, ardından da yüzeyde dolaşan lazer bu işaretlerin bulunup bulunmadığına bakar. Manyetik kayıt benzer bir şekilde çalışır - yüzey bir şekilde manyetikleştirilir. Bu bir ikili "bit" bilgiyi oluşturur; ardından, diski şekillendiren donanım ile bunu okuyan donanımın uyumlu olduğunu varsayarsak, bu ikili bitler CD üzerinde şifrelenmiş orjinal verilere geri çevrilir ve bunlar ses olarak çalınır.
Bir matematik yardımcı işlemcisi nedir?


Matematik yardımcı işlemcisi bilgisayarın CPU'uyla çok yakın bir ilişki içinde olan bir donanım parçasıdır. CPU bilgisayarın beynidir, CPU'suz bir bilgisayar elektrik bağlantılarından ibaret bir kutudur. Bazen bilgisayar bir program tarafından gereken matematiksel hesaplamalar için CPU'suna aşırı yüklenir ve sonuçta CPU'yu yorar. Diğer işlemleri yaparken zorlanmaya başlar, kullanıcı tuşa bastığı anda ekranda yanıt alamaz, gecikmeler başlar. Bu nedenle, CPU'yu ağır matematiksel hesaplamalardan kurtarmak ve CPU'nun yapması gereken işlemleri rahat rahat yapmasına olanak tanımak için matematik yardımcı işlemcisi geliştirilmiştir; bu işlemci her türlü matematiksel işlemi üstlenmektedir.
Bir bilgisayar nasıl üretilir?


Bu hayli karmaşık bir işlemdir. Genel olarak ifade edersek, günümüzde genel kullanıma yönelik bir bilgisayarın tasarımı milyarlarca dolarlık bir çalışmaya dayanmaktadır; bu da öncelikle, "merkezi(ana) işlem birimi"nin (CPU) çeşitli parçalarını oluşturan silikon (ve diğer yarıiletken) "çipler"in yüzeylerinin tasarlanması demektir (bütün PC'lerde CPU'nun tamamı tek bir çipte toplanmıştır). Bu çipin belli bir dizi temel mantık komutunu uygulayabilmesi ve bu uygulamaları olabildiğince hızlı gerçekleştirmesi temel hedeftir. Bu komutlar, çeşitli transistörler ve bağlayıcı devreler ile çipe kodlanabilen son derece basit mantıksal ögelere çevrilir. CPU çipine ek olarak, bilgisayarda çok çeşitli tiplerde bellek çipleri (bunlar hız açısından ve depolamanın kalıcı mı geçici mi olacağına göre farklılık gösterir) ile girdi/çıktı cihazları için bağlantılar bulunması gereklidir. Bundan daha fazla bilgi almak için kütüphanelere gitmeniz ve bilgisayarları incelemeniz gerekiyor!
"BUS" nedir? "BIOS" nedir?


BUS (Veri Yolu) - Verinin bellek, depolama bölgesi ve işlemciler arasında izlediği yolu anlatmak için kullanılır. Her yolun bir veri yolu vardır. BIOS (Temel Girdi Çıktı Hizmetleri) - Bu bilgi bilgisayara, temel girdi ve çıktı olarak kendisine hangi bellek veya depolama bölümlerinin (ana bellek, yığın bellek vb.) bağlanmış olduğunu söyler.
Windows ile Windows NT arasındaki fark nedir?


Buradaki en önemli farklar NT'de tam anlamıyla 32 bit kod kullanılması (dolayısıyla daha hızlı çalışmaktadır) ve NT'nin birden çok göreve yönelik mimarisidir. Diğer unsurlar şunlardır: Daha gelişkin bellek kontrolü/düzenlemesi (uygulamalar diğer uygulamaların belleklerinin üzerine yazılmaması), daha iyi ağ oluşturma, oturum açmalarda daha sıkı güvenlik ve NT'nin farklı donanımlarda çalışmasına olanak tanıyan mimarisidir.
UNIX'te, usr/lib dizininde .so sonekli bir çok dosya bulunuyor.


".so" "paylaşılabilir nesne" anlamına gelir, "bağlayıcı"ya (linker) tanımlanabildikten sonra bir .so dosyası bir .a dosyası yerine kullanılabilir. SUN bilgisayarlarda bunu "-Bdynamic" anahtarını "bağlayıcı"ya parametre olarak vererek yaparsınız. Genel olarak da, "man 1d" veya "man cc" yazarak ne yapacağınızı öğrenebilirsiniz.
İnsan Beyninin bellek kapasitesi bayt terimleriyle nedir? Megabayt mıdır, Gigabayt mıdır, Google-bayt mıdır?


Bu sorunun bir yanıtı yoktur çünkü beyin bir PC gibi düzenlenmemiştir. Bir PC'de genel olarak bayt olarak tanımlanan ayrı bölümler bulunmaktadır, ancak bu beyin için sözkonusu değildir. Beyin bir sinir ağı modeli kullandığı için, "Beyin ne kadar ayrı bilgi parçasını bünyesinde barındırır?" gibi bir soru sormak anlamlı gözükebilir. "Çoklu mantık" gibi bu sayı da "çoklu" bir sayıdır çünkü bu, sizin, bu ayrı bilgileri beynin hangi kesinlikte geri çağırmasını istediğinize bağlıdır. Burada iş sinir ağları üzerinde yapılacak araştırmalara düşmektedir.
Megahertz ölçüsünü düşünürsek, insan beyni ne kadar hızlı çalışır?


Örneğin görsel tanımlama gibi bir işlemde insan beyni bir süper bilgisayara göre çok daha hızlıdır. Matematikte ise bir el hesap makinasından daha yavaştır çünkü yapısı çok farklıdır. Sinir Ağı araştırmaları beynin nasıl çalıştığını incelemeye başlamıştır. Beyin ile bilgisayar arasındaki en büyük farklardan biri, doğrusal işlemcilerle donanmış tipik bir bilgisayarda bu işlemcilerin belli bir anda tek bir şey yapmasıdır. Bu da bir saniyede ne kadar iş çıkardığının hesaplanabilmesine olanak tanır. Tipik bir PC'de bir işlemci ve geniş bir bellek bulunur. Beyinde ise milyarlarca işlemci (nöronlar) ve hayli sınırlı bir bellek bulunur.
Resim
_________________
yolgezer®
 Başa Dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Erenet.NET Forum Ana Sayfası -> Erenet Genel Forum Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

Erenet Forum
 
En Güzel 3D Oyunlar 3doyunlar.net Sitesinde | Ana Sayfa | Forum | Arama | Üyeler |

Bilgi Dağarcığı: Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.

Günlük BurçlarGünün SözüOyun HileleriPosta KodlarıReklamİletişimKullanım Koşullarıİstatistik

Erenet.NET'in içerik kod yazılımının bir kısmı PHP sitesine aittir. Design: Erenet.info
(IP) Copyright © 2005 by Erenet.NET

Sitemiz en iyi Firefox tarayıcı ile 1024x768 çözünürlükte görüntülenir

Animasyon filmlerimizi beğendiyseniz çizgi film izle sitemizden birbirinden eğlenceli çizgi filmleri seyredebilirsiniz.
3 boyutlu oyunlar yayınlayan unity 3d oyunlar sitesi ile 3 boyutlu oyun oynayabilirsiniz.
Bilgisayar oyunları için oyun hileleri arıyorsanız gamend.net'i ziyaret ediniz.

Bu sayfanın uygunsuz olduğunu düşünüyorsanız lütfen bize bildirin.
E-Posta

Tanıtımı Kapat X

Reklamı Göster