Erenet.NET içerik; animasyon, oyun, telefon şakaları, çizgi film, komik yazılar
Erenet Erenet Erenet
Erenet Çizgi film izleyin Erenet
Erenet Erenet Erenet
Erenet Erenet Erenet Erenet
Erenet Ana Sayfa Erenet Flash Animasyonlar Erenet Flash Oyunlar Erenet Çizgi Filmler Erenet Fıkralar Erenet Komik Resimler Erenet Komik Filmler
Erenetoyun
Erenet.NET - Flash animasyonlar, telefon şakaları, çizgi film ve flash oyunlar ile hizmet veriyor.
4 Mayıs 2024, Cumartesi 10:46:16
  Giriş Yap veya Üye Ol (Ücretsiz)
  Mesaj Panosu   |  Arama   |  Üye Listesi   |  SSS   |  Profil   |  Özel Mesajlar   |  Giriş 
 

Dimmu Borgir

 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Erenet.NET Forum Ana Sayfası -> Müzik Dünyası
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
maverick41
Erenet Upload Team


Kayıt: 20 Mayıs 2007
Üye No: 48118

MesajTarih: Pzr Hzr 17, 2007 11:15 pm    Mesaj konusu: Dimmu Borgir Alıntıyla Cevap Ver

Dimmu Borgir, 1993 yılında Shagrath, Silenoz ve Tjodalv tarafından kurulmuş bir melodik black metal grubu. Brynjard Tristan'ın basçı, Stian Aarstad'ın da klavyeci olarak katılmasıyla tam anlamıyla doğmuş olan Dimmu Borgir; Emperor, Cradle Of Filth kadar başarılı, kaliteli bir topluluktur.

Agresif gitarlar, yıkıcı davullar, dinleyenin tüylerini diken diken eden yırtıcı, melodik ve operatik vokaller, ürkütücü klavye melodileri, müthiş bir ahenk... İşte Norveçli grubun müziğini böyle tanımlayabiliriz. 80'lerin black ve heavy metal etkilerini taşıyan Dimmu Borgir, Wagner ve Dvorak gibi klasik müzik bestecilerinden de etkilenmiş.

Topluluk, piyasaya, 1994'te Necromantic Gallery Productions'dan çıkardıkları "Inn I Evighetens Morke" adlı çalışmalarıyla girdiler. Albüm büyük ilgi gördü ve birkaç haftada yüksek satış rakamlarına ulaştı. Black metal çevresinde artık adları duyulmuştu. Ve aynı yıl "For All Tid" isimli ilk uzun albümlerini hazırladılar. Yavaş, karamsar ve atmosferik bir kayıttı bu. Albümde Dødheimsgard'dan ldrahnand'a, Ved Buens Ende'den Vicotnik'e kadar birçok ismin yardımları vardı. Shagrath davul ve vokallerde (ve beşinci şarkıda gitarda), Silenoz gitar ve vokallerde, Tjodalv gitarda, Tristan bassta, Aarstad ise klavyede ve efektlerde şarkıları icra eden isimlerdi.

1996'da black metal tarihinin önemli albümlerinden biri olan "Stormblåst"'ı yayınladılar. Bu albüm, Dimmu Borgir'ın diğer birçok melodik black metal grubundan daha başarılı olduğunun göstergesiydi. Bugünkü tarzlarına doğru büyük bir adım attılar. Olgun şarkı sözleri, klasik müziğin güçlü etkisi ve mükemmel bir müzik... "Stormblåst" ile Dimmu Borgir hızını arttırmış ama atmosfer ve melodiyi yerli yerinde tutmasını bilmiştir. Bu albümde; Shagrath lead Gitar ve vokalde, Silenoz ritim gitar ve vokalde, Tjodalv davul ve perküsyonda, Tristan bass gitarda, Aarstad ise klavye ve piyanoda karşımıza çıkıyordu.

Topluluğun ilk iki albümünde şarkılar Norveççeydi. Daha sonra bütün dinleyicilerin anlaması ve daha geniş bir kitleye hitap edilmesi açısından sözler İngilizce olarak yazılmaya başlandı.

"Stormblåst" dan sonra 1996'da Dimmu Borgir "Devil's Path" isimli bir MiniCD yayınladı. 4 şarkıdan oluşan bu çalışmaya adını veren "Devil's Path" isimli parça, büyük beğeni toplamış, kalitesiyle dikkat çekmişti. Bu albümde bassa Tristan yerine Nagash geçti. Stian Aarstad askere gittiği için klavye işlerine katılamadı. Albüm; gitarda Shagrath, vokal ve klavyede Silenoz, davulda Tjodalv ve bassta Nagash ile kaydedildi.

1997'de Dimmu Borgir çok başarılı bir çalışmaya daha imza attı: "Enthrone Darkness Triumphant". Black metal dünyasının en önemli 10 albümünden biri sayılabilecek olan çalışma, daha büyük bir firmadan, Nuclear Blast'tan çıkmıştı. Çünkü önceki firma dağıtımda yeterli performansı sağlayamamış, istenilen satışı gerçekleştirememişti. "Enthrone Darkness Triumphant" 150.000'den yüksek bir satış rakamına ulaştı. Dimmu Borgir artık black metalin en büyük isimlerinden biriydi. Hala sert, melodik ve agresif... Bu arada albümdeki "Tormentor Of Christian Souls" parçasının sözlerinin neden CD kitapçığında olmadığı merak konusu olmuştu. Bunun nedeni, Nuclear Blast'ın, sorun çıkmasından çekinerek şarkının sözlerini basma sorumluluğunu üzerine alamamış olmasıydı. Dimmu Borgir çalışmaları arasında önemli bir yeri olan bu albümde; Shagrath gitar ve vokallerde, Silenoz gitarda, Tjodalv davulda, Nagash bassta, Aarstad klavye ve piyanoda çalışmıştı.

"Enthrone Darkness Triumphant" kayıt edildikten sonra, Shagrath'ın canlı performanslardaki vokal ve sahne etkinliğinin artmasını sağlamak amacıyla gruba sezonluk olarak Astennu dahil edildi. Gitarlarda etkin olan bu isim, daha sonra grubun daimi üyesi olacaktı.

Dimmu Borgir, "Enthrone Darkness Triumphant" turundan sonra bi küçük tur daha yaptı ve bu program esnasında Tjodalv ailesiyle ve yeni doğan çocuğuyla daha fazla zaman geçirebilmek için birkaç aylığına gruptan ayrılmak durumunda kaldı. Onun yerine Auro Noir'den Aggressor sezonluk davulcu olarak alındı. Bu isim, şarkılara çok çabuk adapte oldu. "Enthrone Darkness Triumphant" turu sırasında bazı konserlerde sorun çıkaran Aarstad kendini kapının önünde bulmuştu. Onun yerine; Therion ve Ancient ile de çalışmış olan Kimberly Goss geldi. Ancak sezonluk bi klavyeci olduğundan gruptan kendi isteğiyle ayrıldı. Bu kez de Mustis adlı genç bi müzisyen katılmıştı gruba. İlk konseri de Dynamo Open Air 1998 festivalinde olmuştu.

Mustis önceden herhangi bi grupta çalmamış olmasına karşı Dimmu Borgir'a önemli katkılar sağlamayı başardı. "Spiritual Black Dimensions" albümünde de ağırlığı ciddi şekilde hissedilmektedir. Şarkıların % 60'ı klavye üzerinde bestelenmişti.

1998'de Nuclear Blast etiketiyle "For All Tid" albümü, bazı eklentilerle tekrar yayınlandı. "Inn I Evighetens Morke" albümünden de 2 parça, bu çalışmada yer almıştı. Aynı yıl Dimmu Borgir bi MiniCD daha çıkardı. 2 yeni, 2 eski, 1 cover ve 3 canlı performanstan oluşan Nuclear Blast etiketli bu albümün adı "Godless Savage Garden" idi. Norveç'in Grammy'si olarak kabul edilebilecek olan "Spellemannsprisen"de bu çalışma için oldukça iyi bir değerlendirme yapılmıştı. Ancak The Kovenant ve Mundanus Imperium'un albümleriyle birlikte aday gösterilen "Godless Savage Garden", ödülü Kovenant'ın "Nexus Polaris"'ine kaptırdı.

Hayranlarının sabırsızlıkla beklediği "Spiritual Black Dimensions" albümü, adı pek fazla duyulmamış olan Abyss Sütüdyoları'nda kaydedildi. Dimmu Borgir, göze çarpan, büyüleyici bir albüme imza atmıştı. Ve Phantasmagoria ilk kez Dynamo 1998'de çalındı. Bir diğer şarkı da "Beauty In Darkness Vol. 3" derlemesindeki "The Insight And The Catharsis" idi. Bu da albüm piyasaya sürülmeden ortaya çıkmıştı. 1 Mart 1999 tarihinde beğeniye sunulan "Spiritual Black Dimensions" albümü, büyük yankı uyandırdı. Dimmu Borgir'ın karanlık krallığının tahtının tek sahibi olduğu bir kez daha kanıtlanıyordu.

Bir kesim, Dimmu Borgir'ın müziğinin nereye gittiğini tam kestirememiştir. Ancak krallar, tarihlerindeki en iyi albümü yapmışlardı. Nagash, The Kovenant'a tam anlamıyla konsantre olabilmek için gruptan ayrıldı ve yerine Simen Hestnaes geldi. Operatik vokalleriyle gruba yeni şeyler katan Simen, bir süre sonra grubun değişilmez elemanı olacaktır. Piyasada fırtına gibi esen, Dimmu Borgir'a altın çağını yaşatan "Spiritual Black Dimensions"; vokalde Shagrath, gitarda Erkekjetter Silenoz, lead gitarda Astennu, davul ve perküsyonda Tjodalv, bassta Nagash, klavye ve piyanoda Mustis kadrosuyla oluşturulmuştu.

"Spiritual Black Dimensions" albümü yayınlandıktan bir ay sonra "Old Man's Child"la bi albüm daha yaptılar. "Sons of Satan Gather for Attack" adlı çalışmadan sonra, aynı ay içinde, Astennu'nun yan projesi olan "Carpe Tenebrum, Mirrored Hate Painting" albümünü yayınladılar. Burada Nagash ın vokalleri yer aldı. Müzik, Dimmu Borgir müziğine çok yakın olmakla beraber biraz daha hızlıydı.

1999 başlarındaki New Jersey ve Montreal konserlerinden sonra; Tjodalv, gruptan ayrılmasının herkes için en iyisi olacağı görüşünü belirtti. Nedenleri müzikal açıdaki değişikliği ve bakması gereken bir ailesi olmasıydı. Onun yerine kimin geleceği belliydi; Cradle Of Filth'in eski davulcusu Nick Barker. Nick, henüz Borknagar'la olan Kuzey Amerikadaki "Kings Of Terror" turunu tamamlamıştı.

Dimmu Borgir 2000 yılının Mart ayında yeni albüm kayıtları için Abyss sütüdyosuna girmeyi planlıyordu ama bu gerçekleşmedi. Çünkü yeni materyali tamamlamak için zamana ihtiyaçları vardı. Finansal problemler söz konusuydu, Nick hala İngiltere'de yaşıyordu ve her istediğinde Norveç'e gelmesi mümkün değildi. Kişisel sorunlar yüzünden Astennu gruptan atıldı ve yerine Norveç black metal müziğinin önemli gitaristlerinden Galder geldi. Bu değişikliklerden bir süre sonra aynı yılın sonbaharında İsveç'teki Fredman Stüdyosu'na girdiler. (At The Gates, In Flames, Dark Tranquillity gibi topluluklar burada kayıt yapmıştır.) Ve yine oldukça kaliteli bir işle dinleyenlerinin karşısına çıktılar: "Puritanical Euphoric Misanthropia". Ürkütücü atmosferiyle hayranlarını kendilerinden geçiren bu albüm, büyük bir kesime göre Dimmu Borgir'ın o güne kadarki en iyi albüm çalışmasıydı. Şarkı yazma işi en yüksek noktaya ulaşmıştı artık. "Blessings Upon The Throne Of Tyranny", "Kings Of The Carnival Creation", "The Mealstrom Mephisto" ve "Architecture Of A Genocidal Nature" parçaları bu açıdan özellikle dikkat çeken çalışmalardı.

Bazı parçaları Göteborg senfoni orkestrasıyla kaydetmişlerdi. Sonuç; mükemmel gitar işleri ve dinamik klavyeler... Nick Barker, şarkılarda patlamalar yaratmış, basta mükemmeliğe ulaşan Hestnaes çok iyi geri vokal icra etmiş, Shagrath' ın korkutucu vokalleri, Dimmu Borgir müziğini zirveye çıkarmıştır.

Grup, Mart 2001'de yollara düştü ve yüzbinlerce hayranına müthiş gösteriler sundu. 2001 sonbaharında 11 Eylül saldırısı nedeniyle turlarını yarıda kestiler. 26 Ekim 2001 de Alive in Torment adlı canlı performans albümlerini çıkardılar. Çalışmanın içeriğini şu parçalar oluşturdu; "Tormentor of Christian Souls", "The Blazing Monoliths of Defiance", "The Insight and the Catharsis" ve "Puritania and The Maelstrom Mephisto".


Dimmu Borgir Röportajı

Bağımsız ve teatral grup Dimmu Borgir, Norveç’ten çıkan en büyük metal gruplarından bir tanesi. Black metal köklerini aştıkça, türün underground kodlarını hiçe saydıkları eleştirilerinden kaçamayan bir grup ayrıca. İşte grup üyelerinden SHAGRATH ve SILENOZ ile son albümleri IN SORTE DIABOLI, hırs ve dinsizlik konularını içeren yepyeni bir röportaj...

Kıç dondurucu bir hava. Oslo’da bir fotoğraf stüdyosu önünde, birkaç kişi elleri ceplerinde titreyerek beklemekte. Burayı bulmamız oldukça zordu ve anlaşılan bu grubun kendisi için de böyle. Sonunda kulağımıza bir otomobil sesi geliyor ve üzerindeki çamur dışında simsiyah olan bir BMW etkileyici bir kibirle yanıbaşımıza park ediyor. Extreme müziğin rock tiyatrosu olan ‘big money black metal’in şu aralar en popüler ismi Dimmu Borgir. En büyük ışık şovu, en çok makyaj ve headbang yapan koca bir kıta avuçlarının içinde. Ancak Stian Thoresen (ya da Shagrath)’e baktığınızda bütün bunlara sahip kibirli bir insan yerine gayet kibar bir karakterle karşılaşıyorsunuz. Thoresen son 10 yılın black metal posterlerinin starı olmasına karşın, rock star hayat stilinin görünen tek işareti o bahsettiğimiz otomobildeki kaplan printli direksiyon. Sakin ve düzgün konuşan vokalist içeriye giriyor ve adını söyleyerek sıcakkanlılıkla elini uzatıyor. Boyalı alter egosundan çok ama çok farklı. Daha sonra aramıza uzun süreli beste partneri Silenoz’unda katılmasıyla yeni albümleri In Sorte Diaboli’den konuşmaya başlıyoruz. Bir önceki albümde koca bir orkestra kullanmış olan grup bu kez daha sade ama daha odaklanmış bir yapımla karşımızda. Mayhem’den Hellhammer’i de iş başında gördüğümüz albüm, kendi deyimleriyle daha canlı ve müziğin kalbinde klasik metal rifflerini barındıran bir albümmüş. Shagrath: “Bugünkü teknolojiyle zaten orjinal bir sound alabilirsiniz. Eminim insanlar Prag Orkestrası için çok büyük paralar harcadığımızı düşünmüşlerdir. Ama aslında hiç de pahalı değildi, yani bu kez orkestra kullanmamamızın nedeni para harcamamak değil. Hem konserler böyle daha kolay olacak.” Takıları ve deri kıyafetiyle Shagrath’dan daha farklı görünen Silenoz ekliyor: “Eskiye göre daha sıkı olduğu kesin. Zamanımız kısa olmasına rağmen herşey yolunda gitti. Artık baskı altında çalışabilmeyi öğrenmiş olmamız güzel.” Bu albüm diğerlerine göre daha doğal, daha farklı sanki. Silenoz: “Sanırım evet. Zamanla oldu bu. Mesela ‘Death Cult Armageddon’da tüm şarkıları en ince detaylarına kadar demolamıştık.” Shagrath: “Bu albüm içinse şarkıları albüm tamamlanana kadar bir araya tıkıştırdık diyebilirim. Albümü kısa zamanda bitirmemiz şarttı ve bu konuda bayağı da endişeliydim.” Konserlerde az görünür olmalarını şöyle açıklıyor Silenoz: “Son albüm ‘Death Cult...’ın üzerinden 4 yıl geçmişti ve tembelleşmiştik. Düzenli olarak turneye çıkabilirdik ama o kadar uzun bir süre bir arada olmamızın sağlıklı olmayacağını düşünüyorum. Her konuda aşırıya kaçan bir grubuz. Konserler motivasyonu canlı tutmak için önemli tabi. Şimdi hepimiz verdiğimiz aradan sonra turneye çıkmak için istekliyiz çünkü biraz olsun özel hayatlarımızı yaşadık ve şimdi yeniden heyecanlıyız.” Son birkaç yıldır Avrupa yaz festivallerindeki savurgan şovlarıyla boy gösteren grup için Shagrath “Bu işin bir parçası. Hiçbir zaman bu şovumuz bir öncekinden de büyük olmalı diye bir baskı hissetmedik ve oturup konuşmadık” derken Silenoz şöyle devam ediyor: “Üzerimizdeki baskının diğer grupların üzerindeki baskıdan büyük olduğunu sanmıyorum. Bunun üzerinde çok düşünmeye başlarsanız herşey ters gitmeye başlayabilir. Müzik şirketimiz bize hep iyi davrandı çünkü albüm deadline’larını geçsekte bizden mutlu olacakları bir sonuç alacaklarını biliyorlar.” Ve yedi başarılı albümün ardından Dimmu Borgir de bir konsept albümle karşımızda. Erken yapılmış bir basın açıklamasında Silenoz’un “Albüm bir papazın asistanı olarak çalışan ama daha sonra Hristiyanlıkla hiçbir ilgisi olmadığını anlayan bir adamı anlatıyor” sözleriyle herkesin kafası karışmıştı. “Çok hazırlıksız yakalandım orada.” diyerek kafasını sallıyor gitarist. Shagrath devam ediyor: “İşte bu nedenle herşey kitapçıkta açıklanmış olacak. Konsept albümü yapmamızın sebebi de şarkı sözleri hakkındaki sorulara cevap vermek zorunda kalmamamızdı zaten.” Silenoz ise kendisini birkez daha açıklama fırsatı bulmuş olmaktan memnun konuya devam ediyor: “Albüm bir piskopos için çalışan hayali bir kahramanla ilgili. Tanrı’yı ya da hayatın anlamını –nasıl adlandırmak isterseniz- ararken birkaç hafta süren bir sürede şeytanla akraba olduğu yolunda vahiyler alıyor. Kendisi de etrafındakiler de bu adamın tanrının tersinin yeniden dirilmiş hali olduğuna inanmaya başlıyorlar. Adam da bunu kullanarak hem kendi tarikatını kuruyor hem de kilise için çalışmaya devam ediyor. Hikaye Ortaçağ’da geçiyor çünkü bu genel anlamda tarihteki karanlık bir dönem. Ama hikayeyi günümüze de uyarlamak mümkün, bu yüzden de bir sonucu yok, bitirmek istemedim ve sonunu açık bıraktım.” Shagrath biraz sıkılmış görünüyor. Sadece heavy metal albümleri yapıp hiçbirşey açıklamaya mecbur kalmaksızın yoluna devam etmek ister gibi bir hali var. “Başlarda bir konsept albümü yapma fikrine şüpheyle yaklaşıyordum. Bunun bir klişe olduğunu düşünüyordum. Daha sonra birkaç şarkı sözünü okuduktan sonra kendimi hikayaye kaptırdım. İtiraf etmeliyim ne anlatıldığını anlamak biraz zamanımı aldı. Şarkı sözleri karakterin günlüğü şeklinde yazılmış. Okudukça ve dinledikçe daha kolay anlıyorsunuz.” Dimmu Borgir şu anda bir black metal grubu ne kadar ünlenebilirse o kadar ünlenmiş durumda. Ya da ‘eski’ bir black metal grubu mu demeliydik? Gerçek şu ki onlar black metalin ideolijilerini ve sınırlamalarını çoktan geride bıraktılar. Bu yeni bir haber değil. Ve şu anda bu umurlarında da değil. Bu grup bizlere şeytanın kostümlerine bürünerek 100% heavy metal şovu vermekte. Bunu kabullenin ve keyfinize bakın. Onlar kabullenmişler çünkü. “Hayatta size en çok zevk veren şeyden para kazanabilmek harika birşey. Biz hobilerimizi ve tutkularımızı mesleğimize çevirdik, bunu herkes yapamıyor. Başka pekçok grubun cesaret edemeyeceği riskleri aldık. Onlar hala basit bir mentalitedeler ve albümlerin satmaması gerektiği tavrını savunuyorlar – bu nasıl bir saçmalıktır yahu? Kim albümlerinin satmasını istemez ki? O halde bir plak şirketiyle anlaşmanın anlamı ne? Tabi ki her yeni albümün bir öncekinden de çok satması harika birşey ama kariyerimizde albüm satışlarımızın yükselişinin duracağı bir zaman da olacak biliyoruz. Ve bunun için hazırlıklı olmak zorundayız.” Yine de geçmişe dönüp ‘For All Tid’ ve ‘Stormblast’ın soğuk ve korkutucu kapaklarını gözümün önüne getirmeden edemiyorum. Grup herşeyin daha ‘hakiki’ olduğu o günleri özlemiyor mu? Silenoz: “O zamanlar şu andakinin tam tersi, çok farklı bir endüstri vardı. Bazı gruplar ve bazı insanlar geleneksel black metal etiketiyle çok kafa yoruyorlar. Bu etikete uymayan bir albüm dinlerlerse o albümü kötü ilan ediyorlar. Ben ne gerçek black metaldir ne değildir bilmiyorum bile ve bu umurumda da değil. Ama aynı zamanda biz hiçbir zaman geleneksel bir black metal grubu olmadık ve olduğumuzu da iddia etmedik zaten.” Shagrath: “Black metaldeki unsurların çoğunu barındırıyoruz ama limit nerede?” Bu fikrini desteklediğimi göstermek için Satyricon’un büyük beğeni toplamış son albümünü örnek veriyorum fakat vokalist ciddiyetini bozmuyor. “Ben onu çoktan geçtim. ‘Gerçek’ ile gerçek olmayan arasında bir çizgi bulunduğunu düşünmüyorum. Bunu söylemek imkansız. Sahnede ve bugün olduğu gibi fotoğraf çektirirken farklı karakterlere geçiyoruz. Evet bir yandan bu büyük bir dert. Ama bir yandan da -her ne kadar kulağa çocukça gelse de- bu bizim için bir tören gibi de, grupta temsil ettiğimiz karakteri oynuyorsunuz. Bence bunu sürdürmek önemli. Bu noktada artık buna ‘corpsepaint’ demek istemiyorum, çünkü cesetler böyle boyanmıyorlar. Sadece makjay ya da vücut boyası demeyi tercih ederim, çünkü tüm bunlar 1300’lerde olma hissini günümüze taşımayı sembolize ediyor. Bu bir şov.” Fakat bu olaydaki orjinallik eksikliğinin altını çizmiyor mu? “Böyle de algılanabilir, bundan eminim. Biz 30’larımızda Kiss grubunun üyeleri ise 50’lerindeler, artık büyüdük değil mi? Ama şunu da hatırlamalısınız ki, biz de Kiss de ilk başladığımızda, müzik kadar etrafını çevreleyen tiyatro da önemliydi. Bizi dinlemeye yeni başlayan çocuklar için yeni birşey bu, bizim içinse eski ve provası yapılmış.” Dimmu Borgir herşeyi geride bırakıp ilerlemeyi haketti. 1993’ten beri buradalar ve black metalin ikinci dalgası olarak da adlandırılan gruplarla aynı yolu paylaştılar. Ama herkesin bildiği gibi o gruplar Dimmu’nun sahip olmadığı birşeylere sahiplerdi her zaman: Emperor Satanizme, Mayhem çevresindeki ölüm saçan kızgınlığa. Dimmu Borgir ise her zaman sadece bir gruptu. Shagrath 1993 Oslo’sunu hatırlıyor: “Aslında bizim için de zor günlerdi o günler. Polis tarafından bizler de sorgulandık. Olayın suç tarafıyla hiçbir ilgimiz olmasa da, sadece görüntümüzden dolayı oldu bu. Başka yönleriyle değil de müziğiyle tanınan bir grupta olmak güzel bir duygu. Bahsettiğiniz grupların haklarını yememeliyiz, onlar da müzikleriyle tanınıyorlar. Ama sanırım biz hep diğer Norveç’li gruplardan ayrı kaldık. Yıllardır birçok grup tarafından bunu yanlış yapmakla şunu yanlış yapmakla küçümsendik...” Bir damara basılma olayı söz konusu sanırım. Ticari anlamda Norveç’ten çıkmış en başarılı metal gruplarından biri olsalar da, kült olmalarına yol açacak bir efsanelerinin eksikliği onları hala rahatsız mı ediyor? Silenoz: “Eskiden ediyordu ama artık etmiyor” diye itirafta bulunuyor. “Sanırım Norveç’li olmamız yetti ve müziğimize de güveniyorduk.” Bugünlerde herşey çok farklı. ‘Metalocalypse’ adındaki bir çizgi filme bile konuk oldular (iç çekmeler: “Evet. Ama Dimmu Burger’dan daha orjinal bir isim bulmalarını umuyordum...”) ve Shagrath Chrome Division adlı bir yan projeyle meşgul. “Rock‘n’roll her zaman ilgimi çekmiştir ve müzikle ilgili hep açık fikirli olmuşumdur, bu nedenle o yönümü ifade etme ve başkalarıyla da çalışma ihtiyacı duydum. Ayrıca tekrar gitar çalabilmek çok eğlenceliydi. Dimmu’nun müziği çok ciddi. Chrome Division ise kulağa hoş gelen şarkı yapmanın basit bir yolu. Çok zaman da almıyor, haftada bir buluşuyoruz ve istediğimiz zaman da beste yapıyoruz. Ama Dimmu müziğiyle rock ‘n’ roll’u karıştırmayı hiç denemedim.” Silenoz: “Yan projelerin sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Yayınlamasanız bile farklı birşeyler üretmek hoş - bu farklılıkları ana grubunuza monte etmeye çalışıp herşeyi batırmanızdan iyidir en azından. Adı üzerinde ‘yan’ proje, bir köşede kalmalı.” Neredeyse yıllık bir eleme işlemiyle pekçok ünlü ismi kiralayan Dimmu Borgir’e artık bir süpergrup demek yanlış olmaz. Ama şimdiye kadar tam 10 ismin gruptan çıkmak için kullandığı bu döner kapının bir nedeni olmalı. Shagrath gülüyor: “Çünkü biz şirret insanlarız. Yok, nedenin bu olduğunu sanmıyorum. Her konuda aynı düşünmüyoruz. Bu kadar çok elemanla işler karışabiliyor. ama aynı fikirde olmasak da bir çözüm buluyoruz. Hepimiz aynı azmi, aynı tutkuyu ve aynı emeli paylaşıyoruz. Bazı eski elemanlar –bakın hepsi demiyorum- bazı şeyleri önemsememeye başlamışlardı. Bazı insanlar armut piş ağzıma düş tavrındadırlar ve siz fedakarlık yaptıkça hep daha fazlasını isterler.” Galner, Simen Hestnaes, Hellhammer: Bir egolar savaşı olmaması neredeyse imkansız. Silenoz buna çözüm olarak buldukları ‘Dimmucratic’ olma fikrini açıklıyor: “Zor birşey. Mixing olayı hep çok zor kararlar barındırır mesela. Anlaşamayınca birilerinin bir karar alması gerekiyor ve bu da genellikle ben ve Shagrath oluyoruz.. Bu hiç de hoş birşey değil çünkü kendinizi kötü bir adam gibi hissediyorsunuz. Genellikle sonuç %99 diğerlerinin istediği gibi oluyor. Fakat bunu bilmiyorlar.” (Shagrath “Kesinlikle Dimmucratic” deyip gülüyor) Karşımızda haklarındaki ikiye bölünmüş düşüncelere inatla direnen ve bunun kişisel meyvelerini toplamış bir grup var. Silenoz: “Evet ama aynı zamanda şu unutulmamalıdır ki bu işte bir güvence yok ve gelecek ay herşey bitebilir. İyi para kazanıyoruz ama Polonya’da yaşasaydık çok daha zengin olurduk, bu ülke inanılmaz pahalı çünkü. Ve bir müzisyen olmak zor. Bu müziğin ilerisini planlayamıyorsunuz; mesela Orta Doğu’da tekrar birşeyler olsa ve Amerika’ya turneye gidemezsek ne olur? Gelirimiz o zaman nereden gelir?” Shagrath da Silenoz da oldukça cana yakın olmalarına rağmen birbirlerinden gayet farklılar. Shagrath ne kadar sessiz ve kibar ise Silenoz da o kadar çeneci ve fikirlerle dolu bir insan. Belkide gruplarını en tepeye çıkarmak için gerekli olan gücü ve yaratıcılığı bu farklılıklarından alıyorlar. Boynundaki ters haçın artık gruba bir anlam ifade edip etmediğini sorunca Silenoz şöyle yanıtlıyor: “Bireyselliğe olan saygım beni bugünlere getirdi. Eğer yanılıyorsam, o zaman sonuçlarına katlanacağım. Geçmişte çok defalar yanıldım ama hala bir dine inanmamanın çok daha iyi olduğuna inanıyorum.” Başka bir dergi çalışanı, fotoğraf çekimleri için getirdiği dikenli tacı (Hz. İsa’nın başına konulandan) havaalanından nasıl zorlukla geçirdiğini anlatmıştı birkaç saat önce gülerek. Bu aklıma Shagrath’ın dergimiz için daha önceleri yılan derisi bir kostümle verdiği bir kapak pozunu getiriyor. Dimmu Borgir bugün bu pozu geçebilecek mi? “Bugünkü çekimlerde ne yapacağını bilmiyorum.” diyor Silenoz. “Ama grubun vokalisti olmadığıma çok memnunum.” (Terrorizer UK )
Alıntıdır
_________________
~SimoneSimons~
Resim
 Başa Dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Erenet.NET Forum Ana Sayfası -> Müzik Dünyası Tüm saatler GMT + 3 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

Erenet Forum
 
En Güzel 3D Oyunlar 3doyunlar.net Sitesinde | Ana Sayfa | Forum | Arama | Üyeler |

Bilgi Dağarcığı: Kış aylarında, Moskova'daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alanı kaplar.

Günlük BurçlarGünün SözüOyun HileleriPosta KodlarıReklamİletişimKullanım Koşullarıİstatistik

Erenet.NET'in içerik kod yazılımının bir kısmı PHP sitesine aittir. Design: Erenet.info
(IP) Copyright © 2005 by Erenet.NET

Sitemiz en iyi Firefox tarayıcı ile 1024x768 çözünürlükte görüntülenir

Animasyon filmlerimizi beğendiyseniz çizgi film izle sitemizden birbirinden eğlenceli çizgi filmleri seyredebilirsiniz.
3 boyutlu oyunlar yayınlayan unity 3d oyunlar sitesi ile 3 boyutlu oyun oynayabilirsiniz.
Bilgisayar oyunları için oyun hileleri arıyorsanız gamend.net'i ziyaret ediniz.

Bu sayfanın uygunsuz olduğunu düşünüyorsanız lütfen bize bildirin.
E-Posta

Tanıtımı Kapat X

Reklamı Göster