SEN ESEK OLARAK BILIYOSUNDA!
Kayseri 'de çocuklar bir mahalle meydanında ellerindeki antika paraları bilye oynamaktadırlar. Oradan geçen Yahudi, çocuklar1n oynadıkları paranın antik değerinin yüksek olduğunu anlayınca, bunları çocuklar-dan satın almak ister.
Çocuklara teklifini yapar. :
- Oynadığınız paraları bana verin, size bir avuç para vereyim.
Çocuklar, kayıtsızca Yahudiye bakarlar, içlerinden birisi :
- Amca bunların parayla satılmasına ne gerek var. Eğer çok beğendinse, beni sırtına al, şu karşıki ağaca kadar götür, ben bunları sana bedava vereyim.Yahudi keyiflenir, çocuğu kaptığı gibi omuzuna alır. Dediği yere doğru götürür.
Çocuk yahudinin sırtında, bir teklif daha yapar :
- Bu paralardan cebimde de var. Ağacın yanına kadar anırırsan,
sana onları da veririm.
Yahudi, cevap olarak anırmaya başlar. Ağacın dibine gelirler, çocuğu indiren Yahudi, parayı beklerken çocuk kaçar, arayı biraz açtıktan sonra, karşısına durup gülmeye başlar, Yahudi neye uğradığını şaşırmıştır. Parayı alamayacağını anladığı için de yapacağı bir şey yoktur. Yalnız, niçin bırakıp kaçtığını merak eder ve sorar. Evladım, sırtında taşıttın kendini, Para da vermedin. üstelik anır dedin, onu da yaptım. Pekiyi, niçin kaçıyorsun, Niye paramı vermiyorsun'? çocuğun cevabı orijinaldir :
- Bre ahmak adam, sen eşek olarak, bu paranın değerini biliyorsun da, ben Kayserili olarak bilmez miyim?..
*******
NASIL KEDI SATARIM
Bir Kayserili'nin dükkanına giren Yahudi, dükkanda kedi'nin oldukça kıymetli bir kab içerisinde süt içtiğini görür. Kabın değeri yüksek ama, satmaya kalksa, alamayacaktır. Düşünür, taşınır, kendi kendine, kediyi almaya karar verir ve sahibine teklifini yapar :
- Mehmet Ağa, kedin hoşuma gitti, şunu bana satar mısın?''
Mehmet Ağa, Yahudinin kediye istekli olduğunu farkedince,
hızlanır :
Kedi benim değil, çocuğun, pek razı olmaz.
Yahudi ısrar eder :
- Buna beş lira vereyim (Bir asır öncesinin 5 lirasıdır.)
Mehmet Ağa, yanaşmaz, Yahudi parayı arttırmaya devam eder.
Bakar ki, Yahudinin niyeti ciddi, bir teklif yapar :
- Belki yüz lira olursa çocuğu ikna edebilirim. ,
Yahudi hemen kabullenir. Çıkarır yüz lira parayı verir, Kediyi kucağına alır, ama gözü kedinin yal tabağındadır. Mehmet Ağa'yı şüphelendirmeyecek bir tavra girer. Kediyle kapıdan çıkmaya yönelir.
Bir ara durur, içeri döner ve der :
- Mehmet Ağa, kedi daha çok paraya değerdi. Sağ olasın. Bunu bana sattın. Bari, şu yalı dökülmesin, onu da kabıyla birlikte bir liraya ver
de, hayvan onu bitirsin.
Mehmet Ağa tebessüm eder :
Yo, yoo. O kabı satarsam, bir daha Yahudilere kedi satabilir miyim?
SANA BII YAPMAZLAR
Yine bir büyük şehirde, bir Kayseriliyle karşılaşan adamın birisi
muhatabına takılır :
- Yakında Kayseri'ye gideceğim. Orada eşek etinden pastırma
yapıyorlarmış. Bunun aslı var mı?
Kayserili, buna öfkelenir, ama hiç çaktırmadan cevabını verir :
Valla, eşek etinden pastırma yapıp yapmadıklarını bilmiyorum:
öyle de olsa. Sen ,giderken korkma. Sana ilişmez, senden pastırma
yapmazlar.
******
O DA KAYSERILI
Kayseri'linin biri Amerika'ya gider. Yirmi yıldan beri Amerika'da
olan hemşehrisini görür. Konuşma arasında hemşehrisinden, yirmi yıldan
bu yana Amerika'da ne yaptığını sorar. Muhatabı, !'Bir fabrikada işçiyim''
deyince, Kayseri'li birden hiddetlenir:
- Yirmi yıldan beri çalışıyorsun da hala o fabrikanın sahibi olamadın
yazık Sana. . .
Muhatabı, gayet sakin bir şekilde cevap verir:
- Hemşehrim, bu kadar hiddetlenmene gerek yok. Benim o fabrikaya
sahip olmam mümkün değil.
- Neden yahu?
- Çünkü fabrikanın sahibi de Kayseri'li.
*********
YEDIK YEDIK ÖLMEDIK
Hoca talebelerini toplayarak bir davete gider. Orada yemek yendikten sonra baklava ikram edilir. Bu sırada da bir cenaze zuhur eder ve Hoca, baklavayı bırakarak cenazeye gitmek mecburiyetinde kalır. Fakat talebelerinin de baklavayı yiyeceklerini tahmin eder. Böyle bir durum olmasın diye onlara şu tembihte bulunur :
- Sakın ha baklavayı yemeyesiniz. Zehirlidir. Ben gelene kadar bekleyin. Hoca gittikten sonra, talebeler, baklavada zehir olmadığını bildikleri için, bunu yemeye karar verirler. Aralarında tartışma olur sonunda içlerinde kayseri’li, olan onlara garanti vererek der ki :
- Siz korkmayın. Baklavayı yiyin. Ben hocayı idare ederim. Talebeler, baklavayı ortaya alır ve tamamını yerler. Tepside hiç baklava bırakmazlar. Bu arada , kalkar işi üstlenen kayseri'li talebe, hocaya ait bir kenardaki testiyi yere vurup kırar. Hoca cenazeden dönünce, baklavanın yendiğini ve testisinin de kırıldığını görünce hiddetlenir :
- Bre terbiyesizler, hem baklavayı yemiş , hem de testiyi 'kırmışınız. Bu ne küstahlıktır böyle. işi üstlenen kayseri'li, ezile büzüle hocasına cevap verir :
- Hocam, bir kaza oldu testiden su içerken düşürüp kırdık. Bunun sizin için çok kıymetli olduğunu da biliyorduk.
- Onun için, intihar etmeye karar verdik. Tekyol olarak da senin zehirli baklavanı gördük. Yiyerek ölmeye karar verdik. Ama yediğimiz halde ölmedik, size karşı böyle mahçup hale geldik. Ne yapalım kusur baklavadaymış
*********
Gözleri kör yanliz ve yoksul bir Kayserili kirlarda basibos dolanirken bastonuna degen sihirli lambayi alip içinden cini çikarmayi basarmis. Bu isten hayli biktigi belli olan Cin Kayseriliye söyle bir baktiktan sonra;
- "Senin hayli istegin vardir; simdi sen gözlerin açilsin istersin, zenginlik dilersin, evlenmegi arzularsin, ama ugrasamam. Sadece bir dilegini yerine getirecegim. Iyi düsün ve ne isteyeceksen iste." demis.
Kayserili biraz düsündükten sonra dilegini söylemis;
-"Çocugumun saatlerce altinlarimi saymasini görmek istiyorum"
Padisahin biri,
-'Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altin verecegim!' demis.
Yalancilar, hemen saraya kosusturup baslamislar yalana;
''Bir kus, aslani kapip yuvasina goturdu.'' ''Bunun neresi yalan?.. Kus kartaldir, arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kapti mi götürür tabii!..''
''Komsu ülkede bir esegi kral yaptilar!..''
''Ülkenin krali, pencereden bakinirken tacini düsürmüs. Tac da pencerenin altindaki esegin basina gecmis. Tac kimin kafasindaysa,kral odur tabii!..''
''Padisahim, ben gokyuzune bir ok attim. Alti ay sonra geri döndü!''
''Senin ok bir agacin ustune düsmüstür. Agac, sonbaharda yapraklarini dökünce, takilacak yer bulamayip yere inmistir.''
Böylece padisah, her yalana gercek bir bahane bulmus ve kimse padisaha bu yalandir dedirtememis.
Ama bir gun bir Kayserili gelmis;
''Padisahim, sen benim babamdan borc olarak bir küp dolusu altin almistin. Simdi geri almaya geldim.
Yalandir dersen ödülümü ver. Yalan degil dersen borcunu öde... :=))))))
Bir kayserili olarak hem kızdım hem güldüm güzel olmuş bir tanede ben yazam
Oğlu kayseriliden para istemiş;
oğlu:Baba bana 50 miliyon versene
baba: ney 40 miliyonmu ne yapacan len 30 niliyonu , 20 miliyon neyine yetmiyor al sana 10 miliyon demiş çıkartıp 5 miliyon vermiş.
oğlu Pişkin pişkin gülerek
oğlu:Bana zaten 5 miliyon lazımdı demiş
baba:bak kerataya sahte para vermesşm kazıklıyacaktı benin demiş
bir kayseriliyi kazıklamak nerdeyse imkansız eskiler şöyle der kayserili anasını boyar babasına satar (IMG:style_emoticons/default/tongue.gif)
İki tane çiftçi; biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış; bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar.. Adanalı başlamış : - "Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz" demiş... Kayserili de bunun üzerine: -Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık...
Kayserili, trende yolculuk etmekte... Karşısında oturan zatla tanışır. Dereden tepeden konuşurlarken: - "Gel seninle birbirimize bilmece soralım" der. "Önce ben sorayım; bilirsen ben sana bin lira veririm. Bilemezsen 10 bin liranı alırım. Sonra sen bana sorarsın; bilirsem 10 bin liranı alırım, bilemezsem bin lira veririm." - "Tamam" der adam; "sor bakalım" - Söyle öyleyse: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar? Öteki yolcu düşünür, bilemez: - Al 10 bin lirayı. Şimdi ben de sana aynı soruyu soruyorum: Üç ayaklı hayvan nerde yaşar? Kayserili, hiç düşünmeden, aldığı 10 bin liranın bin lirasını geri verir: - Al şu bin lirayı. Ben de bilmiyorum. _________________ Ne FaŞiZm Ne KoMüNiZm YaŞaSıN ErOtİzM...
masumane Forum Annesi
Kayıt: 10 Temmuz 2006 Üye No: 25960 Nereden: bilgisayarının başından
Tarih: Cum Eyl 08, 2006 10:44 pm Mesaj konusu:
hepsi de çok güzel
teşekkürler mıstık _________________ sEvEn uNuTmAz
uNuTmUşSa sEvMeMiŞtİr
sEvİp dE uNuTmUşSa sEvMeSiNi bİlMeMiŞtİr!
Admin Designer
Kayıt: 08 Mart 2005 Üye No: 2 Nereden: Erenet
Tarih: Cmt Eyl 09, 2006 7:06 pm Mesaj konusu:
dragon_dj demiş ki:
masumane sonu güzel deyil bence sana katılmıyorum yaa aslın da son olmamaış bence
Hal ve hareketlerine dikkat edecekmisin _________________
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Bilgi Dağarcığı: Fil yavrusu, hortumuyla annesinin kuyruğuna tutunarak dolaşır. Sürü içindeki dişiler doğumlarını birbirlerine göre ayarlayıp sırayla doğum yapıyorlar.
Sitemiz en iyi Firefox tarayıcı ile 1024x768 çözünürlükte görüntülenir
Animasyon filmlerimizi beğendiyseniz çizgi film izle sitemizden birbirinden eğlenceli çizgi filmleri seyredebilirsiniz. 3 boyutlu oyunlar yayınlayan unity 3d oyunlar sitesi ile 3 boyutlu oyun oynayabilirsiniz. Bilgisayar oyunları için oyun hileleri arıyorsanız gamend.net'i ziyaret ediniz.